Belediyelerin asıl görevi halkın mahalli müşterek ihtiyaçlarını (su-kanalizasyon, çöp toplama-temizlik, imar, yol-kaldırım, altyapı, park-bahçe vb.) karşılamak olmakla birlikte iktisadi ve sosyal özelliğinden dolayı belediyeler özel sektör işletmeleri gibi piyasa ekonomisi içinde bir takım mal ve hizmet sunumunda bulunmaktadır.

Belediyelerin halkın mahalli müşterek ihtiyaçlarına yönelik hizmetleri genel olarak vergilerle finanse edilmekte birlikte piyasa ekonomisi içinde sunduğu mal ve hizmetler müşterilerden alınan ücretlerle karşılanmaktadır.

Belediyelerin asli hizmetlerinin dışında piyasa ekonomisi içinde sunduğu hizmetler için bütçe içi işletme konseptinde belli bazı yasal izin ve prosedürleri izlemeleri gerektiği gibi bir takım vergisel mükellefiyet, yükümlülük ve sorumlulukları da bulunmaktadır.

İlgili mevzuatında tanımlandığı üzere, bütçe içi işletme; mahalli idarenin görev ve sorumluluk kapsamında bulunan özel gelir ve giderleri olan hizmetleriyle ilgili olarak kurulan işletmeleri ifade eder.

Bu işletmelerin belediye şirketlerinden başlıca farkları belediyeden ayrı tüzel kişiliklerinin bulunmaması ve malvarlığının belediyenin hesaplarına mal edilmesidir.

Bütçe içi işletmeler hem kamusal mevzuat kurallarına hem de ticari hayatın gereklerine tabi olduğundan yönetim ve işletilmesinin çok boyutlu olarak titizlikle icra edilmesi gerekmektedir.

  1. Hangi Hallerde Bütçe İçi İşletme Kurulur?

Yukarıda da ifade edildiği üzere, belediyelerin iktisadi veya ticari bir faaliyetinin bulunması halinde bu faaliyetin bütçe içi işletme kapsamında icra edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, belediyeye ait arsa, işhanı veya bina gibi taşınmazların kiraya verilmesi veya satışı, imalathane (halk ekmek, yerel ürünler vb.), üretim tesisi, akaryakıt istasyonu, tanzim satış yeri, otopark, büfe, kantin, çay ocağı, restaurant, otel, lokal, sosyal tesis, düğün ve eğlence salonu, meslek edindirme ve sanat kursu, yurt, huzurevi, aşevi, kreş ve konukevi işletilmesi veya ücrete tabi başka işler icra edilmesi halinde bütçe içi işletme kurulması gerekmektedir.

  1. Bütçe İçi işletme Nasıl Kurulur?

Bütçe içi işletmenin kurulması için öncelikle belediye meclisi kararı alınması ve ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının izninin alınması gerekmektedir. Bu işlemlerin usulüne uygun prosedürler çerçevesinde gerçekleştirilmesi önemlidir.

  1. Bütçe İçi İşletmelerin Yasal Statüsü

Bütçe içi işletmeler kendi giderlerini kendi gelirleriyle karşılamakta ve kendilerine özel banka hesabı ve muhasebe sistemi bulunmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu işletmelerin belediyeden ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu işletmelerin varlık ve yükümlülükleri belediyeye aittir. Bütçe içi işletmelerin borçlarında temerrüde düşmeleri halinde alacaklılar belediyenin hacze kabil varlıklarına başvurabilir.

  1. Bütçe İçi İşletmelerin Yönetimi

Bütçe içi işletmelerin ayrı bir yönetimi (yönetim kurulu, genel müdür vb.) bulunmamakta olup, bu işletmeler belediyenin ilgili biriminin müdürleri tarafından yönetilir. Bu işletmelerin harcama yetkililiği ve gerçekleştirme görevliliği görevini de ilgili müdürlük yürütür. Bu görev karşılığında söz konusu yöneticilere huzur ücret vb. herhangi bir ücret ödenmez.

  1. Bütçe İçi İşletmelerin Vergi Mevzuatı Karşısındaki Durumu

Bütçe içi işletmeler iktisadi ve ticari faaliyette bulunduğundan kural olarak KDV ve kurumlar vergisi mükellefidir. Bununla birlikte, böyle bir mükellefiyet için bütçe içi işletmenin resmi anlamda kurulması gerekli olmayıp, devamlı surette ve belli bir organizasyon çerçevesinde iktisadi veya ticari faaliyette bulunulması vergi mükellefiyetinin tesisi için gerekli ve yeterlidir.

Vergi mükellefiyeti belediye adına değil, bütçe içi işletme adına tesis edilir.

5.1. Kurumlar Vergisi

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre, bütçe içi işletmeler “iktisadi kamu kuruluşları” olarak Kurumlar Vergisine tabidir. Bu işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez.  Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi de bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.

Kanunda bazı işletmelere yönelik vergi muafiyeti bulunmaktadır.

5.2. Katma Değer Vergisi

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Verginin konusunu teşkil eden işlemler” başlıklı 1/(g) maddesinde “Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri” de sayılmıştır.

Dolayısıyla, belli bazı istisnalar dışında, bütçe içi işletmeler KDV Vergisi mükellefidir.

Öte yandan, belediyeler “belirlenmiş alıcılar” arasında yer almadığından KDV tevkifatı yapma yükümlülüğü bulunmamakla birlikte belediye bütçe içi işletmelerinin “KDV mükellefi” olarak tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmaktadır.

5.3. Damga Vergisi

Bütçe içi işletmeler “resmi daire” statüsünde olduğundan, resmi dairelerin damga vergisi muafiyet ve sorumluluğuna ilişkin hükümleri bu işletmeler hakkında da uygulanır.

Bu bağlamda söz konusu işletmelerce yapılan ihale ve sözleşmeler ile ödemelerde damga vergisi karşı tarafça (yüklenici, müşteri) ödenir. Bu işletmelere kişiler ve resmi daireler tarafından yapılan ödemelerde ise damga vergisi kesintisi yapılmaz.

  1. Bütçe İçi İşletmelerin Mali İş ve İşlemleri

Bütçe içi işletmelerin ihale ve satınalma uygulamaları, personel istihdamı, harcama süreci, belge düzeni, taşınır ve taşınmaz mal yönetimi, ön ödeme, mutemetlik vb. işlemleri belediyenin tabidir.

Bütçe içi işletmelerin muhasebe işlemleri genel olarak tekdüzen muhasebe sistemine tabi olup, sadece bütçe işlemlerinin muhasebeleştirilmesi ve raporlanması işlemleri Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine tabidir.

Bununla birlikte, gerek tekdüzen muhasebe işlemleri gerekse söz konusu yönetmelik kapsamındaki muhasebe kayıtlarının belediyenin muhasebe yetkilisi (mali hizmetler müdürü) tarafından gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, bu işlemlerin mali müşavirlere yaptırılması yasal olarak mümkün değildir.

Sonuç

Bütçe içi işletmeler belediyelerce piyasa ekonomisi içinde ücret karşılığında mal ve hizmet sunmak üzere kurulan ve kendisine özel gelir ve giderleri bulunan iktisadi kuruluşları ifade etmektedir.

Bütçe içi işletme tesisi için öncelikle belediye meclisi kararı alınması ve akabinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından izin alınması gerekmektedir.

Bütçe içi işletmeler bağlı bulunduğu belediye biriminin müdürü tarafından yönetilir ve harcama yetkililiği görevi de söz konusu müdür tarafından icra edilir.

Söz konusu işletmeler KDV ve kurumlar vergisi mükellefi olup, damga vergisi açısından resmi daire statüsünde bulunmaktadır.

Bütçe içi işletmelerin ihale ve satınalma uygulamaları, personel istihdamı, harcama süreci, belge düzeni, taşınır ve taşınmaz mal yönetimi, ön ödeme, mutemetlik vb. işlemleri belediyenin tabi olduğu mevzuat hükümlerine tabidir.

Bütçe içi işletmeler hem kamusal mevzuat kurallarına hem de ticari hayatın gereklerine tabi olduğundan yönetim ve işletilmesinin çok boyutlu olarak titizlikle icra edilmesi gerekmektedir.

KAYNAKÇA

Ahmet ARSLAN; Mahalli İdareler Muhasebesi, Ekim 2020.

Ahmet ARSLAN; Kamu İdareleri İçin Vergi Hukuku, Şubat 2016.

Kategoriler: Genel

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir